اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ
Üsküdar, 2 Mart 2005
Kardeşlerime kardeşlerim hakkındaki görüşlerimin beyanıdır.
• Kardeşlerim beni mezarda bile yalnızlığa terk etmezler. Onlardan gizlenmek istesem de mümkün olmaz. Radarlarını çalıştırıp hemen beni bulurlar. Şu halet ispat eder, delil olur ki (inşaallah) cennette beraber olacağız.
• Kardeşlerimi kardeşliklerinde benden daha iştiyaklı görüyorum. Benim için kıymetli zamanlarından çok saatler ayırıyorlar, fakat minnet yüklemiyorlar.
• Kardeşlerim benden hiçbir şey istemedikleri halde, bana karşı (layık olmadığım derecede) cömert davranıyorlar, fedakâr oluyorlar.
• Kardeşlerim, bana zayıf, güçsüz ve hasta iken, (Allah’ın izniyle) hemen omuz vererek her biri sıyanet meleklerinden geri kalmıyorlar. Hatta bunun için yarıştıklarına çok şahit oluyorum. “Binler aferinler” diyorum.
• Kardeşlerimle ciddi mazeretleri dışında hep beraber olduk. Onlar bana gönüllerinde yer verdiler, el üstünde tutuyorlar, belki başlarına taç ediyorlar.
• Kardeşlerim konuştuğum zaman dinliyorlar, ne demek istediğimi anlıyorlar. Çağırsam geliyorlar, samimi dualarından pek çok istifade ediyorum.
• Kardeşlerim ben onları üzdüğüm kırdığım günlerde onlar beni incitmediler. Onlara (haksız olarak) küstüğüm vakitlerde küsmediler, uzaklaşmadılar. Her zaman daha yakın, daha samimi ve sıcak olmaya çalıştılar. Gençleri evladım, diğerleri ağabeylerim gibi oldular. Sevgilerimiz, tesanüdümüz arttıkça arttı. Şerefimiz yükseldikçe yükseldi. Birçok kimseler iken kuvvetli ve kıymetli bir tek şahıs haline geldik. Birlikte olduk, birlikte düşündük, birlikte yaşadık, bir yüce “ruh”u temsil etme noktasına yakın olduk. Daha da ileri gidebileceğimize ümidim var.
• Kardeşlerim sıdk-ı vefinin hüma kuşu gibi uçup gittiği bu ahirzaman şartları içinde bulunmuş, kazanılmış, pek azîm “kardeşlik hazinesi”nin kıymetini en iyi takdir ediyorlar. Bu hazineden en küçük bir çakılın da cennetten olabileceğini idrak ederek bunları dünya hazineleriyle değişmiyorlar. İman, Kur’ân, hidayet hizmeti için cidden kararlı ve azimkâr kahramanlar...
• Kardeşlerimin bana verdikleri değerden, gösterdikleri hürmetten çok mahcup oluyorum. Onlar kendilerine yakışanı yapmış olsalar da ben muhabbetlerle ağırlaşan bu yükü kaldıramıyorum, taşıyamıyorum.
• Kardeşlerim ders halkalarının, irfan meclislerinin en güzelini, en müstesnasını, en nezihini, en feyizlisini bulmanın sevincini, hazzını ahir ömrümde bana yaşattılar. Şevkimden zevke, zevkimden şevke uçup duruyorum. Binler şükürler Rabbime... Bilenler için bu ne büyük bir nimettir.
• Kardeşlerim küçük olanları büyüdü, zayıf olanları güçlendi, bilmeyenleri öğrendi, ne güzel sıfatlarla mücehhez oldular. Bunların himmetleriyle daha çok güzelliklere mazhar olacağız. Dar mekânlarımız genişleyecek, ders halkamız büyüyecek, ikinci, üçüncü ve... ve... nesiller aramızda yer alacak... Berzahî, ruhanî dostlarımızı da derslerimizde hazır bulacağız. Bu güzelliklerin hayali bile ne kadar güzel. Duygularımıza manevî cennetler taşıyor. Yasirler, Enesler, Yakuplar, Yusuflar, Tayyipler, Tahalar, Ömerler, İhsanlar, Saidler, Ahmetlerle el ele tutuşacağız. (Haticeler, Fatmalar, Ayşeler, Zeynepler, Şeymalar, Betüller, Meryemler de kardeşlerimizdir. Dava ve dualarımızda onlarla beraber oluyoruz, her fırsatta kardeşliklerimizi yeniliyoruz.) Kubbe-i asumanda en yüksek minaremizde okunan ezanımız âfâk-ı kâinata yayılacak. Berrî, bahrî, semavî bütün mahlûkat bu ezanı işitecek. “Semi’nâ ve eta’nâ” diye tekbirler alacak, kıyam edecek.
• Kardeşlerim onlar benimle olmasa da ben onlarlayım. Bu benim için azmettiğim bir meşrep, bir mezheptir. Kaçamağı yok! Sağlık sebebiyle mizacımda inhiraflar olabilir. Bu ise suridir, geçicidir, hakiki değildir.
• Kardeşlerim her biri bir kitap gibi bana açıldı, “Kalplerine de girebildim” diyebilirim. Onları okudum, muhtevalarını anlamaya çalıştım (helal etsinler) çok güzel manalar buldum. “Bu ulvi seciyeli zâtlar eskileri aratmayacaklar” kanaatim gittikçe daha çok kuvvetleniyor.
Azîm-i Cemîl Allah’ım! Bu kardeşlerimizle beraber dünyada rahmetinle, nimetlerinle kuşattığın gibi beka âleminde rahîmiyetinle bizleri kuşat! Cemâlinle müşerref eyle! Âmin... O senin bize mürşit ve rehber ve sahip olarak gönderdiğin Muhammed Efendimiz (aleyhissalâtü vesselâm) ne güzel yol gösterici, bizleri hayatın hakikatiyle tanıştırıp kaynaştırdı. İman kardeşliğinin numunelerini ashabıyla yaşayarak ders verdi, miras bıraktı da bizleri “bünyan-ı mersus”a taşıdı. Kevser-i muhabbetinden dünyada da içirdi. Havuzunda buluşacağımızın müjdesini verdi. Şefaat makamından da fasılasız kalplerimizin kulağını çınlatıyor, tebşiratına devam buyuruyor. Elhamdülillah…
AHMED İHSAN GENÇ