اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ
Üsküdar, 5 Ocak 2005
Hâl-i terakkide olan, manevî feyizlerle zenginleşen, ulûm-u hakikiyenin ummanına dalan, yüksek ruhlarla arkadaşlığa başlayan, ilahî teveccühün kıymetini takdir ile üzerindeki nur-u nimetin şükründe muvaffakiyete eren kardeşim,
Selâmlarla, dualarla, rahmetlerle mektubuma başlıyorum.
Biliyorsunuz ki hususi dairede çok hususiyet gösteren “Derslerimizin muhassılası var mıdır, nedir?” diye nefsin de müdahalesiyle büyük merak uyanmış, belki kanaatsizlikler, tecessüsler hâsıl olmuştur. Bu gibi zımnî veya zâhir suallere karşı bir kısım tespitlerimi (Cenab-ı Allah’ın izniyle) yazacağım. Umarım ki ilgililer farklı bir açı ile meseleye bakmakla kıymetini takdirden cidden aciz olduğumuz nimetleri daha berrak görmüş olurlar.
• Derslerimizde devamlılığı olan, (bütün letâifi ile tam teveccüh eden) ders arkadaşımız için hakiki istinadını bulmakla iman teminat altına alınır, Nurlar vesilesiyle tahkike ulaşılır.
• Bütün metafizik yapı içindeki cihazat hızlı bir şekilde inkişafa başlar.
• Her bir ders belki (şahsa göre değişen) on, yüz, bin derslik meyveler verir.
• Ulûm-u asliye-i Nuriyenin kapısı açılır.
• Sonu başta bulmak imkânı hâsıl olur.
• Nar-ı Nemrud içinde gülzar-ı İbrahimiye’de (a.s.) yaşar gibi haller tezahür eder.
• Himmet öyle genişlenir, yükseklenir ki insan tek başıyla bir millet sıfatına bürünür de düşmanlarına o heybette görünür.
• Acziyetinde hakiki kuvveti iktisap eder.
• Müştakane yakınlaşmak istediğimiz her kimseye yakınlaşma kolaylaşır.
• Samimiyet en parlak bir sıfatımız haline gelir.
• Cenab-ı Rahîm, sebeb-i mahcubiyet olan her mezmum işten sizi hıfzeder.
• Kesenizde ve sofranızda büyük bir bereketi daima görürsünüz.
• Kelamda beliğ ve veciz ifade gücü, lisan zenginliği kazanılır.
• Terbiyede, sünnet-i Ahmedî’in (a.s.) nurları parıldar.
• Manevî cihazatlardan telefon, radyo, televizyonun fevkinde istifade edilebilmeye başlanır. (Bunların sunî tasarruflardan olmadığına dikkatinizi çekerim.)
• Bu yolda terakkiler sahibi ummanın katrede dercini, katrenin ummanlaştığını müşahede edebilir.
• Sera-Süreyya mesafesi birkaç saniyelik zaman içine girer.
• Bütün bunlar fıtratın zorlanmasına girişmeden cereyan edecektir ki en güzeldir.
• Atalet-i mizaç atılır, fütûr terk edilir.
• Basiret ve feraset hedefini bulmakta zorluk çekmez.
• Fehim, idrak, anlayış genişlenir.
• Akıl keskinleşip tahkike meyleder.
• Mantık ve muhakeme gücü artar.
• Nutk-u beyanda pek nafiz (kerametvâri) müessiriyet görünür.
• Hayal hissi, âlemin en geniş dairelerine girmek teşebbüsüne girişir.
• Hafıza müzahrefattan silkelenir, nurlu bir ayna sûretini alır.
• Âdet-i meşruaya niyet ve kast taalluk etmesiyle makbul ibadet derecesine gelir.
• Kalp, ilhamatın ma’kesi olur.
• Ruh mübarek ruhlarla, meleklerle, mele-i âlâ ile irtibat sağlar.
• İbadatın resmîsinden, müstahsenattan, nafilelerden haz duyulur, lezzet alınır.
• Aciz bir kimse temsil gücü kazanır.
• Fakir ve hakir olan izzet ve manevî gınaya sahip olur.
• Nur derslerinin azimli bir şakirdi (adi keramatın pek fevkinde olarak) mühim evliyanın, meleklerin gıptasına nail olur.
• Muhasebe ve murakabede derinleşmekle ihlas tedricen olgun, lezzetli bir meyve-i cennete döner.
• Hiss-i şefkat bütün mahlûkatı kuşatır.
• Problemlerin müşkülleri asan olur.
• Meziyyat müfid neticeler verir.
• Âfâk ve enfüste cari olan mücahede zafere götürür.
• Latifeler (ihtiyaren) imanlı kalbin (ruhun) kumandası altına girer, nefis de itaat eder.
• Ebedi gençliğin iksirinden, sırrından istifade ile ab-ı hayat içilir.
• Nazar, hakikat-ı eşyaya nüfuza başlar.
• Kemmî ve keyfî her şeyin muvazenesi anlaşılır.
• Güzellik bütün güzelliğiyle, çirkinlik tam çirkinliğiyle zâhir olur.
• Ulûmda, malumat kışır ve kabuğundan sıyrılarak hakikatin lübbüne, mağzına sahip olunur.
• Bir an-ı vecd ile kevneynin bahşedilmesi tahakkuk eder.
• Gavsiyetle, kutbiyetle, mehdiyetle, Hızıriyyetle rûberû musahabe başlar.
• Ruhaniyyet-i Muhammedî’ye (a.s.) müşerrefiyet nurlarından lem’alar parıldar.
• Mazinin en derin mağaralarından Cebel-i Rahmet kademesiyle Arş-ı Sultan’a mi’rac-ı manevî zuhura gelir.
• Fikir hayatı derinleştikçe derinleşir, vukuf ehlinin derecesine varılır.
• Livechillah olan muhabbet asıl hedefini bulur.
• Hiss-i uhuvvet kitabî, Kur’ânî kemaline yaklaşır.
• Bir şahıs, bin şahs-ı aharın mahiyetini iktisap ve izhar edebilir.
• Nifak ve nankörlüğün korkunç dalgasının çarpmasından, fitne-i ahirzamanın (Deccal vesaire fitnelerin) zulmetinin boğmasından kurtulunur.
• Kenz-i kanaat zenginliği ile maişet sıkıntıları azalır, belki tamamıyla zail olur.
• Adeta ilahî bir tahsisle nurlar, rahmetler o kimsenin başına, beytine, eteğine, dershanesine, bahçesine yağar… Feza-yı âlem onun kalbi gibi olur.
• Her ders hâsılat-ı ömürden müstakil bir cevher olduğu açıkça müşahede olunur.
Bu yazdıklarım bir mesaj, bir ikaz, bir itap değildir. Sadece müşahede ve tespittir.
Rabbimden bizleri istikametli, istikrarlı, imanî bir hayata muvaffak kılmasını, derslerimizi takdir ederek sebat etmemizi niyaz ederim. Ben bilmiyorum, O biliyor.
Selâm ve dualarımla...
AHMED İHSAN GENÇ