اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ
Göztepe, 28 Haziran 1999
Muhterem kardeşim,
Bugün bütün hizmet ehli insanlar için lüzumlu olan, bizim için de şiddetli ihtiyaç olarak bildiğimiz şevk hissimizin ehemmiyetli vazifeleri hatırıma geldi. Düşündüm ki bu hissimizi Rabbimiz terbiyemiz için bir binek haline getirmiş. Onunla maksudumuz olan hedefe varmaya çalışıyoruz. Hayat içinde her birimizin binek hayvanlarından çeşitli taşıyıcılarımız olduğu gibi, asrî vasıtalarımız da buna mümasil farklıdır. Arabalarımızın farklı motor güçleri ve hızlarının değişik olması gibidir.
Şevk ehli insan ne yapmak istiyorsa hangi iş üzerinde ise muattal kalmak istemez; sa’y eder, başkalarını da şevke getirir. O şevk hissinin gücü nispetinde koşuşturmayı sever. Bu hususta gıpta ettiğim çok kimseler biliyorum. Fıtratında mevcut olan bu hissin layık olduğu gibi değerini bilmiş inkişaf ettirmeye çalışmış olanlar büyük muvaffakiyetlere namzet görünüyorlar. Rahmetli Ceylan Ağabeyimiz “şevk-i mutlak” sırrından lem’alar aksettiriyordu. Şimdi bir Sungur Ağabey’i, bir Akgündüz’ü, bir Demirci Hoca’mızı ve ve… düşün. Bazı muhit insanları nerdeyse toptan ehl-i şevk oluyorlar. Erzurumîler (maşaallah) ekseriyetle bu vasfa sahiptirler.
Muhterem kardeşim,
Uhrevî, manevî hizmetlerde, ibadetlerde şevkli olmak daha da önemli. Bazı insanlar görürsün, benim gibi uyuşuk, şevkini her zaman kamçılamak lazım gelirken, bir şevk kahramanı derslere koşar, mescitlere koşar, yazmaya koşar, okumaya koşar, herkesin yardımına koşar, adeta şevkle durmadan bir Mevlevî gibi, pervane gibi, topaç gibi döner. Herkes onu o sıfatıyla hatırlar. Belki onunla (yani kemalini bulmuş şevkiyle) bir velayet elde eder ki onun için mübarek olsun. Şevksiz insanın ise hizmetini aksatmakta, vazifelerini ihmalde, ibadetini sekteye uğratmakta, bahaneleri hiç tükenmez. Nefsimden olan bahane ve nazlanmalara da böyle bakmaktayım.
Madem “şevk-i mutlak”, mesleğimiz içinde lüzumlu dört esastan birisidir; şevkle, şevkimizi tezyit ve tekmil için çalışmalıyız. Fütûra sebep olan her vesileyi aşmalıyız. Şevk hissini çürüten, bazen de öldüren fütûr bizim için çok muzırdır, çirkindir.
Fütûra bedel şevkli insanlarla beraber olmak, onlarla koşamasam da peşlerinden gitmek, şevkli yaşamak, hayatı şevkle kucaklamak, ebed âlemine de şevkle atlamak arzumu gizlemiyorum. Sizlerden genç kardeşlerimden de çok şevkli zâtlar görüyorum. Hem tebrik ediyorum, hem de iftihar ediyorum.
Ey ehl-i şevk, şevkinizle saadetin kuvvetli bir ipini tuttuğunuza emin olabilirsiniz. İman için, hizmet-i iman için, hizmet-i Kur’ân için olan şevkinizden barekallah… Binler barekallah… Yüz binler barekallah…
Şevkli kardeşim,
Bu mektubumda saadetimizin en mühim medarlarından olan şevkten bahsettim. Şüphesiz bir hissiyatımı aksettirmeye çalıştım. Sizler dikkat ediniz, mübalağa yaptığım veya yanlış bir şey söylediğim zaman hemen ikaz ediniz. Yazdıklarımın, söylediklerimin kardeşliğimizin müşterek meyvesi olmasını isterim. Bu hususlarda kalbinizi de dinleyin ta ki mağlata yapmış olmayayım. Çok rica ediyorum.
Hizmet-i imaniyede muvaffak olmanız dualarımla… Selâm…
AHMED İHSAN GENÇ