6 Mayıs 2011
Uzun yıllar olan beraberliğimizde hep bize doğru bildiklerini aktarma gayreti içinde olan Ahmed ağabey her zaman hakkın hatırını üstün tutmuş ve bizi nefsi hesaplar peşine düşmekten şiddetle sakındırmıştı. Bunu yaparken de bizleri kırmama gayreti ve hassasiyeti içerisinde olmuştur. Ahmet ağabey, bir maneviyat hekimi gibi tıbb-ı nebevî usulünce tahrip etmeden, tedavi usulünü benimsemişti, ona göre bu çok önemliydi.
Şimdi ortada ne olduğu belirsiz, güya kendini maneviyatçı olarak tanıtan ve bu yolla bir geçim yolu tutturan nice kimselerin, insanlarımızı yoldan çıkaran görüş ve düşüncelerine bir sed olan mesajlar, kanaatimce bütün dünya dillerine çevrilmeyi hak ediyor. Yazılanlar, insanı ifrat ve tefrit batağına saplanmaktan kurtaracak, nefsiyle vicdanı arasında bocalayan, sağlıklı bir karar vermede zorlanan insanların nasıl hareket etmesi gerektiğini en güzel şekilde tarif edecek, müstesna bir eser olarak, kültür hayatımızda kendisine haklı bir yer bulacak ümidindeyim.
"Vicdanımdan Nefsime Mesajlar"ın kıymetini ifade etmek için belirtmeden geçemeyeceğim çok önemli bir husus da yazılanların hiçbir zaman eskimeyeceği ve değerini kaybetmeyeceğidir. Çünkü insanlık tarihinden beri insanın nefsi hep aynı şeyi insandan istemiştir. Yani kötülüğü.. Bu açıdan bakıldığında hastalık hep aynı, 1000 sene evvel yaşamış gitmiş bir insanın hastalığı neyse şimdiki insanın da hastalığı aynı, nefsinden gelen kötü koku ve pest istekler hiç değişmeyecek. İnşallah "Vicdanımdan Nefsime Mesajlar" bu tarz kirleri dezenfekte edecektir.
Okumakta olduğunuz bu eser, sizi gerçekten çok şaşırtacak, okurken "Aman Allahım aynen böyle oluyor" dedirtecek ve bu mesajların böylesine net ifade edilebilmesinden hayrete düşeceksiniz.
Ahmed İhsan Ağabey üç çeyrek asrı geçen hayatının ve gerek kendi duâsının gerekse çok kıymet verdiği Müftü Hafız Ali Efendi'nin kendisi için ettiği "Allah hayır söyletsin, tesirini halk etsin paşam" duâsının tezahürü olarak, hiçbir zaman boyun eğmediği nefsine, insanın en masum duygusu olan vicdanıyla verdiği mesajlar biz talebeleri için en kıymetli miras olacaktır.
Bizlere daima kötülüğü emreden nefislerimize karşı paratoner olması ve en büyük keramet olan istikametimizi hayatta kaldığımız süre içerisinde muhafaza edebilmek için yazılmış bu eser için, eser sahibinin eline sağlık.
Mesajları, bizlerin ve bizden sonraki nesillerin de yollarını aydınlatacak, nefsin hile ve tuzaklarına düşmekten ümmeti muhafaza edecektir. Âdeta mayınlı arazide yürüyen askerin dedektörü, karanlıkta kalan yolcunun projektörü olacaktır.
İlerlemiş yaşına rağmen bizlere ders niteliğindeki gayret ve fedakarlığı, hâlâ eser vücuda getirme azmi , ölmüş ruhlara âb-ı hayat hükmüne geçecektir İnşallah.
Ben biliyorum ki ağabeyimizin daha yayınlanmasını istediği bir çok eserleri var. Bu eserlerin her bireri bizler için çok kıymetli, miras niteliğinde olup, ağabeyimiz için de hayr-ül halef gibidir.
Rabbimden ağabeyimizin eserlerinin vücut bulması için yaptığı fiilî ve kavlî duâlarına en içten ve samimi dileklerimle amin diyorum. Ağabeyimiz için duâlar istiyorum.
Bizler, onu kendisinden sonraki nesillere tanıtırken en büyük delilimiz bu eserleri olacaktır ve bu eserler gelecek nesillere karşı bizleri mahcubiyetten kurtaracaktır. Bu eserlerin gerek basımı ve gerekse de dağıtılması yolunda her türlü fedakarlığı esirgemeyeceğini düşündüğüm bütün kardeşlerimize de candan teşekkürler ediyorum. Aksi takdirde gelecek yeni nesillere ve dahası Cenâb-ı Hakk'a karşı çok mahcup olacağız.
Mehmet Kamil Jiliptay