Kadıköy, 24 Şubat 2006
Başkalarını yakmak için yaratılmış değilim. Hem ateşten yaratılmadığıma da imanım var. Bununla beraber insanın mîzâcında yakıcılıklar da var, biyolojik olan enerji yüklü bir varlık olduğumuzu, garîzî (ısı) hararetlerimizi vs. inkâr edemeyiz.
Denge temini için kalori ile de muntazam alışveriş hâlindeyiz.
"Ah yandım... Ah yandım..." diyen bir kimsenin feryadında, feryad edenin bir kayıp, bir zarardan feryad edebileceği gibi zâlimin zulmünün ateşiyle yanmış olmaktan gelen acı, ateşten doğmuş feryadı da düşünebiliriz. Ortada tesiriyle varlığını hissettiren bir ateş, bir yakıcı da var. Bana sorarsanız yaratılışındaki illet ve hikmeti malum olan nefis, yanmak da içinde olarak tehlikeli bir yakıcı.
İnsanî yapının en büyük, en güçlü, çok fonksiyonlu, bir üniversitesi olan nefis (muhtemelen) benim gibi zayıf kimselerin çoğunu ya kısmen veya tamamen emrine alıyor, sadece geleceği tehdit etmekle kalmıyor, hayatın ışıklarını karartıyor, zevklerini acılaştırıyor. Hiç tâviz vermeden baskılar yapmaya devam ediyor. Nerdeyse bildiğimiz her düşmandan daha saldırgan, daha zararlı ne varsa yakıyor, yıkıyor.
Ahmed İhsan Genç